Tayland seyahati bizim ilk uzun ve aktarmalı uçuşumuzdu, biraz tedirgindik. Bu yüzden uçusu minumum rahatsızlıkla atlatmak için araştırmalar yapmıştım.
Bizim uçuşumuz Qatar Airways ile Doha aktarmalı olarak Phuket’e idi. İstanbul Sabiha Gökçen’den 13:00’te binip, 14 saattlik bir yolculukla ertesi gün saat 07:00’de Phukete indik. (Tayland bizden 4 saat ileride)
Şimdi okuyup öğrendiklerimi ve deneyimlerimi sizinle de paylaşacağım:
-
Koltuk Seçimi
Uzun süreler o koltukta oturacağınız düşünülünce koltuk seçiminin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım. Peki ideal koltuğu nasıl bulucaz? https://www.seatguru.com/ sitesine uçuş bilgilerinizi girdiğinizde uçağınızdaki tüm koltukları, bu koltuklara yakın durumdaki wc, mutfak, priz vb ayrıntıları ve hatta daha önce o koltuklarda oturmuş kişilerin yorumlarını varsa fotoğraflarını görebiliyorsunuz. İşte hizmet gibi hizmet!
Uçuşunuzdaki uçağa ait detayları öğrenmek ve Seatguru’yu daha etkin kullanmak için http://info.flightmapper.net/search sitesini de kullanabilirsiniz.
Bizim bundan biraz geç haberimiz oldu ama yine de gidiş uçuşularımızdaki koltuklarımızı değiştirme fırsatı bulduk. Yorumlarda ve fotoğraflarda koltuk aralarının dar olduğunu görünce yerlerimizi acil çıkış koltukları olarak güncelledik ve çok rahat ettik.
-
Giyim
Rahat kıyafetler tercih edin dememe gerek yok herhalde ? Bunun yanısıra uçaklar serin olduğu için (her uçuşta da battaniye bulamayacağınız göz önüne alarak) yanınıza kalın birşeyler almakta yarar var. Ben kara kıştan sıcağın göbeğine gittiğim için şöyle birşey yaptım: içime ince bir tayt ve üstüne kalın polar bir tayt ve ince tişört üstü sweatshirt giydim ve yanıma şu her yerde olan geeniş atkılardan aldım. Uçağa bindiğimde üstümdeki kalınları çıkarıp çantama kaldırdım. Böylece ne İstanbul’da yollarda üşüdüm ne de Phuket’e inince yandım. Geniş atkımı da uçakta battaniye gibi de kullandım aynı zamanda. Giyimle ilgili eklemek istediğim bir nokta da uçakta basınç ve uzun süre ayak sarkıtma nedeniyle, kan dolaşımınıza engel olmayacak, lastiksiz; sizi sıkmayacak bir çorap giymek. Bir çok yerde “uyku çorabı” adıyla lastiksiz çoraplara ulaşabilirsiniz.
Yalnız pıhtılaşmayla ilgili sıkıntılarınız varsa önerilen şey varis çorabı. 4-5 saati geçen uzun yolculuklarda kan pıhtılaşması ciddi sıkıntılar oluşturabiliyormuş.“Yolculuk pıhtılaşması” ya da“Ekonomi Sınıfı Sendromu” olarak tanımlanan bu durumu detaylı araştırmanızı ve doktorunuzla konuşmanızı tavsiye ederim.
-
Yeme içme
Uçuşta midenizi rahatsız etmeyecek hafif şeyler seçmeye özen gösterin. Ve uzun uçuşlarda vücutta su kaybı olduğu için bol bol sıvı tüketmeye çalışın. Ama bu sıvılar su ve meyve suyu ile sınırlı. Ters etki yapacağı için alkol ve kafeinden uzak durun.
Örneğin ben uçuş başında aldığım ufak Baileys’in acısını migren ağrısı olarak çektim ?
Burda ayrıca Qatar Airways özelinde bir bilgi vermek istiyorum. Ben yemek seçimini son dakikaya bırakmıştım. Ve uçuştan bir gün önce baktığımda yemek seçimi kapatılmıştı ? Bunu görünce hemen dönüş uçuşları için seçimimi yaptım ama gidiş için endişelerim vardı. Allahtan gidişte seçenekler arasında vejetaryen bir menü de vardı onu seçtim ve sorun yaşamadım. Ama dönüşte vejetaryen bir seçenek yoktu. Yani seçim yapmasaydım açtım. Eğer yemek konusunda bir seçiciliğiniz varsa yemek seçimini son dakikaya bırakmayın!
-
Basınç
İniş ve kalkışlardaki basınç değişikliklerinden fazla etkilenmemek için sakız çiğneyebilir, esneyebilir, yutkunabilir ve Valsalva Manevrası yapmayı deneyebilirsiniz.
Valsalva Manevrası: İsmi nedeniyle çok çetrefiili bir işlem izlenimi uyandırsa da aslında ağız ve burnunuzu kapatıp burnunuzdan hava vermeye çalışmak olarak özetleyebiliriz. Burada amaç dış basınç arttığında, kafamızda bulunan içi boşluklu yapılarda basınç travmasına bağlı etkilerin engellenmek. Önce parmaklarınızla burnunuzu sıkarak tıkayın ve yavaşça burnunuzdan nefes vermeye çalışın. Kesinlikle sert ve ani şekilde nefes vermeyin, oluşan basınç kulağınıza zarar verebilir.
Kulak zarı ameliyatı, burun ameliyatı geçirmiş ya da başka bir cerrahi müdahale uygulanmış olan kişilerin hekime danışmadan bu manevrayı yapmamaları öneriliyor. Bence her halukarda denemek isteyenlerin kendilerini fazla zorlamamaları mantıklı duruyor.
İniş ve kalkış anında kulak içi kulaklıkların çıkarılması öneriliyor. KKB uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan, özellikle kulak içi kulaklıkların uçuşta çok zararlı olduğunu söylüyor: “Kulak ile zar arasında bir boşluk, hava ortamı var. Uçakta bu hava küçülüyor. Küçülünce kulak zarı çekmeye başlıyor. Orta kulakta, kulak yoluna doğru zar var, iç kulakta da zarlar var. Dış kulak yolunu tamamen kapatan, süngerler, waxlar ve kulaklıklar ile ortam daha da güçleştiriliyor. Bu sebeple kulak içi kulaklıklar, uçaklarda verilen kulak tıkaçları gibi şeyleri kullanmayın. İlla kulaklık kullanmanız gerekiyorsa, başüstüne takılan ve kulağı maskeleyenleri tercih edin. Böylece dış kulak yolu tam kapatılmamış olur. Çünkü kapatırsanız, basınç değişikliğinden zarar görecek olan bir mecra yaratmış olursunuz. İşitme cihazı takanlar için de bu geçerli. Ama onlarda nispeten havalanma payı var. Fakat yine de işitme cihazı takıp uçanların da bu cihazları uçuş esnasında çıkarmaları gerekir.”
-
Uyku
Eğer araçlarda uyuyabilenlerdenseniz bu uzun yolu ya da en azından bir kısımını uyuyarak geçirmek çok yardımcı olacaktır. Bunun için yanınızda uyku/boyun yastığı ve uyku gözlüğü de almanızı tavsiye ederim. Her uçuşta yastık ve göz bandına ulaşamayabilirsiniz. Örneğin bizim uçuşumuzda giderken bunlar dağıtılırken dönüş uçuşumuzda yoktu.
Burada tavsiye edilen şeylerden biri de kulak tıkacıydı ama benim kulağımda o cisimler hiçbir zaman durmadığı için kullanamadım. Onun yerine çok sakin uyku müzikleri yüklediğim mp3 çalarımdan müzik dinleyerek uyudum.
Uykuya dalmakta güçlük çekenlerdenseniz lavanta uçucu yağı size yardımcı olabilir. Yastığınıza bir kaç damla lavanta yağı damlatarak daha rahat ve sakin bir uyuyabilirsiniz. Tabi yağınızın gerçek ve saf olması çok önemli önerebileceğim markalar: Proseedoils , Art de Hulia , Homemade Aromaterapi
Uyumak için tabi ki uyku hapı ya da melatoninden de faydalanılabilir. (Bunları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.)
Melatonin: hipofiz bezinden salgılanan, vücudun uyku ritmindeki düzeni sağlayan hormon. Uyumadan 30-60 dakika öncesi melatonin almak uykuya dalma süresini azaltıp uyku süresini arttırıyor. Melatonini besinler yoluyla almamız mümkün değil ama bazı besinlerde bulunan triptofan, melatonin sentezini destekleyip bu hormonun salınımını artırıyor: çilek, portakal, muz, kızılcık, böğürtlen, elma, fıstık, ceviz, antep fıstığı, badem, kestane, mantar, patlıcan, ıspanak, brokoli, bezelye, patates, domates, salatalık, kurufasulye, nohut, susam, keten tohumu,
Derin ve kesintisiz bir uyku için diğer önemli konu ise; kemerinizi üstünüze aldığınız battaniye vb şeylerin üzerinden geçirip bağlayın ve görünmesini sağlayın ki böylece türbülans vb bir durumda kemerinizi bağlamanız için hostesler tarafından uyandırılmayın.
-
Kabin içi hava
Kabin içindeki nem oranı düşük olacağı için burun, boğaz ve göz kuruluğu yaşayabilirsiniz. Eğer kurulukla ilgili ciddi sıkıntılarınız varsa önlemler almaya özen gösterin. Boğaz kuruluğu için bol su tüketebilir (alkol ve kafein yine cıs), göz kuruluğu için suni göz yaşı damlaları kullanabilir ve lens yerine gözlük takabilir, burun kuruluğu için ise tuzlu su/deniz suyu içeren doğal burun spreyi kullanabilirsiniz.
-
Hareket
Uzun uçuşlarda kan dolaşımı bozulduğu için kan pıhtılaşma riski oluşabiliyor. Bu yüzden kabin içinde uzun süre hareketsiz kalmak önerilmiyor. Gerçi zaten yukardaki maddelerde nedeniyle bol sıvı tüketimine yöneldiğiniz için wc koltuk arası bir hareket zaten yaşayacaksınız ? ama yine de şunu belirteyim ara ara kalkıp koridorda bir tur atıp oturmanız çok hareketsiz kalmamanız öneriler arasında.
-
Eğlence
Birçok havayolunun kendi eğlence (film-oyun-müzik vb) sistemleri mevcut. Ama bir Türk havayolu ile yolculuk yapmıyorsanız ulaşacağınız seçeneklerde tabiki Türkçe bulunmayacak. Bir filmi altyazı olmadan izleyecek İngilizceniz varsa Qatar da güncel güzel filmler vardı örneğin. Ama bizim gibi kısıtlı İngilizceniz varsa tablet ya da geniş ekran telefonlarınıza indireceğiniz film ve diziler çok hayat kurtarıcı oluyor.
-
Aktarma
Daha önce aktarma kullanmayan herkesin kafasında soru işaretleri ve endişeler oluyor ki bizim de vardı ama aktarmaların çok sorunsuz gerçekleştiğini söyleyebilirim. Bizim aktarmamız Doha üzerindendi. İlk uçuşumuzdan indiğimizde Qatar görevlileri aktarma yapacak kişileri ilgili alana yönlendiriyor. Sonrasında 2. uçuşumuzun numaralarına elinizdeki biletten bakıp havalalanındaki panellerden takip edip uçuş kapımıza rahatlıkla ulaştık. Bavullar zaten siz müdahale etmeden diğer uçuşa aktarılıyor.
Bana öncesinde zaman kaybı gibi gelse de o uzun uçuştan ve basınçtan bir süre de olsa uzaklaşıp bir mola vermenin çok iyi geldiğini söyleyebilirim.
Bonus: Uçuş Sırasında Cilt Bakımı
Instagram’da gezinirken ürün yorumlarını ve bilgilerini beğendiğim skinadvocate‘in “Uçuş Sırasında Cilt Bakımı” yazısını görünce buraya eklemek için izin istedim o da beni kırmadı ? Ben sadece ürün önerilerini cruelty free (hayvanlar üzerinde deney yapmayan) markalarla güncellemeye çalıştım.
Skincare Advocate hesabının sahibi Begüm Hanım’a burdan bir kez daha teşekkür eder mutlaka sayfasına bakmanızı öneririm. Cilt konusunda harika ve detaylı bilgiler veriyor.
Şimdi Begüm Hanım’dan dinleyelim; Uçuş Sırasında Cilt Bakımı nasıl olmalıymış?
✈️ Günlük hayatta etrafımızdaki nem %35 ve daha üzeridir. Ancak uçak içindeki havalandırma sistemi nedeniyle bu oran %20’lerdedir. Böyle bir ortamda cilt ihtiyacı olan nemi dışarıdan alamaz, alt katmanlardan üst katmanlara nem sağlamaya çalışırken nem kaybı meydana gelir. Yağlı ciltlerde daha fazla yağ üretimi tetiklenir, kuru ciltlerde ise cilt bariyeri tahrip olup çatlar. Her ikisi de enflamasyon için elverişli ortamlardır.
✈️ Uçak içi kalabalık, havalandırması zayıf ve yoğun şekilde art arda kullanılan bir mekan olduğu için bakteri ve virüsler normalden daha fazladır. Cildin asidik bariyeri nemsizlik nedeniyle zarar gördüğünde veya sebum salgısı arttığında bu bakteriler rahatlıkla yerleşip çoğalabilirler. Bu dengeyi korumak için cildi nemlendirmek çok önemli.
✈️ Uçağın 30.000 feet ve üzerinde uçtuğu düşünüldüğünde, güneş ışınlarına yakınlık ve süzüldüğü engellerin azalmasıyla UV maruziyeti de artar. UVB ışını her uçağın camında filtreye takılıyor, ancak UVA bazı uçaklarda kullanılan materyale göre içeri girebiliyor. Uçuş personellerinde görülen cilt kanseri oranları araştırmalara konu olmuş. UVA ışını cildin yaşlanmasında en önemli etkenlerden. Bu zararı en aza indirmek için antioksidanlarla desteklemek önemli.
✈️ Nasıl bir rutin olsun ki hem taşıması kolay hem de yukarıda saydıklarıma uygun olsun?
?Evden olağan gündüz rutini ile çıktığınızı varsayalım: Antioksidan + güneş koruyucu. Tercihen ten makyajı olmasın, çok solgunum derseniz renkli güneş kremi olsun bence. Rutine başlamadan önce elleri temizlemek şart.
? Temizleme mendillerini pek sevmem ama uçakta çok rahat. Misel su içeren mendillerle güneş koruyucu ve ten makyajını silin.
Öneri: Taşıması kolay Dermoskin Micellar Yüz ve Göz Temizleme Suyu Mendilleri. (bu ürünün cruelty free olup olmadığı hakkında bir bilgi bulamadım ama curelty free bir misel sulu mendil bulamadığım için bırakıyorum)
Rawganic Organik Cilt Temizleme Mendilleri: Aloe Vera / Yeşil Çaylı ya da Nar Özlü
Yes to yüz temizleme mendilleri – Etik Seçimler adlı cruelty free markaları inceleyen blogun bu ürün hakkında yorumları için tık tık
?Seyahat boyu şişeye aktarılmış alkolsüz nemlendirici bir tonikle yüzü tonikleyin.
Öneri: Tüm cilt tipleri için Homemade Aromaterapi gül suyu
Normal ve yağlı ciltler için Homemade Aromaterapi lavanta suyu (burda lavantanın sakinleştirici etkisinden de faydalanmak mümkün)
Yağlı, sivilceli ve gözenekli ciltler için: Homemade Aromaterapi mersin suyu
?Antioksidan bir serum uygulayabilirsiniz. Uçuş süresi uzunsa özellikle.
Öneri: Proseedoils Herbal Miracle Serum Bitkisel yağlarla hazırlanmış doğal antioksidan serum
?Nem maskesi uygulayın. Özellikle Asya uçuşlarında kağıt maske uygulayan çok fazla kişi görebilirsiniz. Ben henüz Türkiye’de görmedim. Ama aslında hem kullan-at ürün olması, akmaması, uygularken parmaklarınızı yüzünüze değdirmiyor oluşunuz, yüksek nem hapsediciliği gibi yönleri düşünüldüğünde mantıklı. Eğer öyle seyahat etmek istemezseniz, krem formunda nemlendirici bir uyku maskesi de uygulayabilirsiniz.
?Nem maskesini tonik döktüğünüz bir pamuk veya mendille temizleyip cilt tipinize uygun ama yoğun oklüzif* olan bir nemlendirici krem sürün. Bu bence en önemli aşama.
(*Oklüzifler: İnce bir film şeridi oluşturup nemi cilde hapseden/buharlaşmasını azaltan veya önleyen maddelerdir. En büyük yanılgımız bunların her zaman gözenekleri tıkadığı ve cildimizi “havasız” bıraktığıdır. (Bu gerçekten asılsız bir mit, gözenekler hava falan almaz ?) Silikonlar, vaselin/parafin; balmumu, zeytinyağı, lanolin, çinko oksit en yaygın oklüziflerdir.)
Öneri: Oklüzif bir nemlendirici bulamadım ve cilt tipine göre nemlendirici seçimi de zor bir konu ama nemlendirici önerilerim aşağıdaki bitkisel yağlarla hazırlanmış doğal kremler:
Proseedoils Fito bitkisel Nemlendirici Krem
Homemade Aromaterapi Günlük Nemlendirici Yüz Kremi
Art de Huile bitkisel nemlendirici
?Son olarak da yüksek UVA koruması olan bir güneş kremi uygulayın.
Öneri: Eco Cosmetics SPF 50 Kokusuz Güneş Koruyucu Losyon (Organik Sertifikalı) Kimyasal içermeyen bir ürün fakat sürülmesi biraz zor ve hafif beyaz bir tabaka kalıyor.
Proseedoils Tamanu Solar Defense Bitkisel yağlarla hazırlanmış doğal güneş koruma
Art de Huile Suncare Güneş Kremi SPF 50 Yine bitkisel yağ karışımı güneş koruyucu
Temiz içerik olarak geçen ama yine de kimyasal filtre içeren “Supergoop! Everyday Sunscreen Güneş Koruyucu Krem SPF 50 PA+++ (Sephora)” Beyaz bir tabaka bırakmaması ile beğenilen bir ürün.
Ben mümkün olduğunca hayvanlar üzerinde deney yapmayan, kimyasal içermeyen güvendiğim markalardan örnek vermeye çalıştım (kriter çok olunca markalar da biraz kısır kaldı) ama mantığı anladınız: Temizle + Tonikle + Antioksidan + Nemlendir + Güneşten Koru (özellikle UVA). Siz kendinize göre (cilt tipinize, yaşınıza vs) kombinasyonunuzu oluşturursunuz.
Not: Doğal bitkisel yağlarla hazırlanmış ürünlerin alışık olamadığınız şekilde (bi nevi aktar gibi) kokabileceğini unutmayın. Sonra kulaklarım çınlamasın?
Jet Lag Sorunu
Jet Lag’ı kısaca kalkış yeriniz ve varış yeriniz arasındaki zaman farkına vucudun hızlı adapte olamaması olarak özetleyebiliriz. Uzun bir uçuş yaptıyanız bunu yaşamanız büyük olası. Jet Lag’ı sıfırlamak çok mümkün olmasa da en aza indirmek için bazı öneriler var:
- Uçuş sırasında bol su içmek (evet yine su), hafif yemekler yemek, alkol ve kafeinden uzak durmak.
- Gitmeden önce Kanada Havayolları Kabin Görevlisi Denise ‘in şu tavsiyesini okumuştum: “Destinasyonunuza vardıktan sonra yerel saat 13.00’ten erkense 3 saatten daha uzun sürmeyecek bir uykuya dalmanız yorgunluğunuzu alacaktır. Uyanmak için kendinizi zorlayın ve günün geri kalanını tamamlayın. Eğer yerel saat 13.00’ten geç ise olabildiğince uyanık kalmaya çalışın. Saat 19.00 olmadan asla uyumayın. “ biz zorunlu olarak bu tavsiyeyi uyguladık ? Phukete vardığımızda sabah saatleriydi, uçakta uyumuş olsak da uzun uçuş, basınç vs derken sersem gibiydik. Aslında amacımız hazır erken varmışken o günü de değerlendirmekti ama dayanamayacak kadar yamulmuştuk (ya da ben yamulmuştum) Bu yüzden odamıza kavuşur kavuşmaz 3 aati geçmeyen bir uykuya daldık ve uyandık. O günü Phuket merkezde dolanıp ortama ve havaya uyum sağlamaya çalışarak geçirdik. Akşam da yine 21:00 /22:00 gibi makul bir saatte yattık. Daha sonrasında da ne uyuyamama ne de uyanamama gibi uyum sorunu yaşamadık. Sadece Türkiye’deki normal uyanma saatlerimizde uykumuzun arasında çok hafif uyanıp (10-15 saniye kadar) sonra tekrar uykuya dalıyorduk.
- Bir diğer öneri : “Sabah yola çıktıysanız: Batıya doğru seyahat ediliyorsa varış yerine kadar uyanık kalmaya, Doğu yönünde seyahat edilecekse, uçakta uyumaya çalışmak” yönünde.
- Tony Gherardin (Travel Doctor – TMC – Ulusal Sağlık Danışmanı) Jet lag’i önlemek için en idealinin, evimizden çıkmadan önce saatimizi varacağımız yerin zaman dilimine göre ayarlayarak günlük alışkanlıklarımızı buna göre düzenlemek olduğunu belirtiyor.
- Uyku hapı ya da melatonin almak da vücudun yeni zaman dilimine alışmasına yardımcı olabilir. (Bunları kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.) Melatonin konusuna yukarda değindim tekrar anlatmıyorum.
Melatoninin jet-lag etkisini %50 oranında azalattığını gösteren çalışmalar mevcut. - Işığı kullanarak biyolojik saatinizi yeniden ayarlamaya çalışabilirsiniz. Vardığınızda uyanık kalmanız gerekiyorsa dışarı çıkıp güneş ışığı alarak vücudunuza gündüz olduğu anlatabilir ya da uyumanız gerekiyorsa bulunduğunuz yerdeki tüm kalın perdeleri kapatıp uyku gözlüğünüzü takıp zifiri karanlıkla vücudunuza gece sinyalleri verebilirsiniz .
- Gittiğiniz bölgenin yerel saatine göre yemek yemek de biyolojik saatinizi düzenlemekte yardımcı olabiliyormuş. Acıksanız ya da tok olsanız dahi yerel saat öğünlerine uymaya çalışın.Seyahat