Milano tipik Roma, Floransa şehirlerinden biraz daha farklı. Onlar gibi daracık ve her tarafından tarihi eser fışkıran sokakları çok yok ama sadece Duomo-moda-alışveriş de değil. Bir tramvay/taksi ya da yürüme mesafesindeki yakın bölgeleri görmezseniz eksik kalır. Romantik kanallar bölgesi Navigli’si, bohem Brera’sı, Corso Como’su, sokak sanatları ile meşhur Isola’sı ve yeni hareketlenen Tortona’sı ile çok daha fazlasını içeriyor.
Milano gezilecek bölgelerden önce aşağıdaki yazılara da gözatmak isteyebilirsiniz:
Milano Gezi Rehberi
Milano Yeme – İçme Alışveriş Rehberi
Navigli Bölgesi
Navigli, bizim Milano’da en çok beğendiğimiz, kanal etrafında güzel binalar, ara sokaklar ve cafeler içeren hareketli bir bölgesi. Çizimlerini Da Vinci’nin hazırladığı kanalda her ayın son pazarı kurulan bir bit pazarı var. Biz ona denk gelmedik ama kanal ve çevresi mutlaka gezilmeli. Ayrıca kanalda bot turu da yapabilirsiniz.
Navigli, Milano merkezden taksiyle yaklaşık 15 dakika ve 15 euro tutuyor.
Aslında bu bölge aperetivo*larıyla ünlü. Ben de birkaç mekan not almıştım kendime ama aniden bastıran yağmur nedeniyle kendimizi ilk bulduğumuz cafeye attık 🙂 eh fena da değildi 🙂
*Aperetivo: İtalyanlara özgü bu gelenek akşam saat 18:00 ile 22:00 arasında yemek öncesi atıştırmalığı olarak düşünülebilir. Mekanlar bu saatlerde içtiğiniz bir içkinin yanında sundukları açık büfeden sınırsız yemek veriyorlar. İtalyanlar bu sınırsız açık büfelerde atıştırdıktan sonra saat 22’de nasıl yemek yiyorlar onu anlayabilmiş değilim.
Not aldığım mekanlar: Michelin yıldızlı Al Ponte Ferr, Mag Cafe
Brera Bölgesi
Brera, bir nevi İstanbul’un Karaköy’ü, Roma’nın Trasteveresi gibi bir bölge. Güzel cafelerin restoranların, tasarım ürünler satan dükkanların olduğu sokaklardan oluşuyor. Gezmesi görmesi zevkli. Biz buraya merkezden (La scala’nın oralardan) yürüyerek yaklaşık 15 dakikada ulaştık.
12 ve 14 nolu tranvaylarla da Brera’ya gelebilirsiniz.
Eğer benim gibi bir Manebi espadril severseniz burada bir mağazası var. Ama sonbaharda olduğumuz için ben istediğim modelleri bulamadım.
Brera’ya gelmeden tatliş bi sanat galerisi. Konu hayvanlar olunca benim pek bi ilgimi çekti tabii ki
Çay severseniz Brera’daki Kusmi Tea‘ye uğramayı da unutmayın! Bir Rus markası olan Kusmi Tea’deki çay çeşitliliği ve rengarenk kutuları arasında kendinden geçeceğinize eminim.
Buraların en meşhurlarından biri de hemen girişte bulunan Bar Brera
Pinacoteca di Brera- Brera Resim Galerisi
İçinde Raphael, Bellini, Titian ve Caravaggio gibi sanatçıların eserlerinin bulunduğu Brera’nın resim galerisi. Merkezden Brera’ya yürüyüş yolu üzerinde.
Buranın da sanal turu mevcut: http://pinacotecabrera.org/virtualtour/start.html
Tatlı da bir Instagram hesapları var:
A post shared by Pinacoteca di Brera (@pinacotecabrera) on
Biblioteca di Brera – Biblioteca Nazionale Braidense
Pinacoteca di Brera’nın binasında ayrıca İtalya’nın en büyük kütüphanelerinden biri olan Brera Milli Kütüphanesi bulunuyor. Eğer kütüphane gezmeyi seviyorsanız buraya da uğrayabilirsiniz.
Buraya Instagram’dan güzel bir Brera hesabı da ekliyorum detaylı bakmak isterseniz:
Corso Como
Corso Coma’ya da Brera’dan yine yaklaşık 15 dakika daha yürüyerek ve Corso Garibaldi’den geçerek ulaştık. Corso Como, üzerinde tasarım mağazalar cafeler olan trafiğe kapalı bir cadde.
Corso Como’da bizim esas amacımız buraların en havalısı olan 10 Corso Como’yu görmekti. 10 Corso Como tasarım ürünlerin satıldığı içinde sanat galerisi ve kitapçısı olan bir mekan. Tasarım ürünler satıldığı için oldukça pahalı ama bir de outleti bulunuyor. İlle tasarım birşey almak istiyorsanız orayı da ziyaret edebilirsiniz: http://www.10corsocomo.com/outlet-milano/
Alt katında çok romantik ortama sahip bir restorant da vardı. Biz çok beğendik vaktimiz olsa kesinlikle otururduk.
Yalnız 10 Corso Como biraz gizlenmiş bir yer yürürken gözden kaçırmanız çok olası ama cadde zaten ufak bir kaç volta sonra bulursunuz.
Bu arada buraya gelirken Corso Garibaldi’den yürüyerek geldiğimizi söylemiştim. Dönerken de buradan yürüdük burası geceleri gençlerin uğrak noktası. Bir çok cafe ve bar var. Akşam geçerken oldukça hareketliydi.
Corso Garibaldi’ye yolunuz düşerse civarın tatlişkosu Botega Caffe Cacao‘da da bir mola verebilirsiniz.
Tripadvisor puanı: 3,5 (282 inceleme)
Colazioni semplici per giornate impegnative! #crostatina #tè #botegacaffecacao
A post shared by Botega Caffe Cacao (@caffebotegacacao) on
Bosco Verticale (Vertical Forest)
Bosco Verticale, Milano’yu araştırırken gördüğümden beri beğendiğim binalardı. Bir nedeni de yok aslında ama pek sevmiştim yalnız merkeze uzak olduğu için görebileceğimizi tahmin etmiyordum. Ama Corso Como’dan Isola’ya yürüken karşımıza çıkınca çok sevinmiştim. Belki de sürpriz olduğu için pek mutlu olmuştum ?
Stefano Boeri tarafından tasarlanmış olan bu Dikey Orman, 2014 yılında tamamlanmış. Çalışmada botanikçiler ve mühendisler birlikte yer almış. Üzerinde 900’den fazla ağaç barındırıyormuş. Sisi azaltmak ve oksijeni arttırmak için planlanmış.
Sürdürülebilirlik ve inovasyon gibi kriterler ışığında yüksek mimari yapılara ödüller veren Uluslararası Gökdelen Ödülü (The International Highrise Award) jürisi, 2014 için ikiz binayı birinciliğe layık görmüş.
Ay baksanıza ne tatlılar ?
Isola Bölgesi
Ahahah buraya da Corso Coma’dan yine 15 dakika yürüyerek ulaştık? 15 dk 15 dk derken nerdeyse tüm Milanoyu yürüdük? Bölge, Garibaldi tren istasyonunun arkasında kalıyor.
Isola, Milano’nun yeni popülerleşmeye başlayan bölgesi ve sokak sanatlarıyla ünlü. Bölgenin popüler cafesi: Frida
Ama biz buraya gelene kadar hava karardı biz merkezden çok uzaklaştık ve ortamda fazla sakin olunca burda daha fazla takılmayıp geri dönmeye karar verdik.
Burada başımıza komik bir şey geldi: nerdeyse tüm Milano’yu yürüdüğümüz için artık halimiz kalmadı ve geriye tramvay ile dönelim dedik. Hedefimiz de sevdiğimiz Brera’ya dönüp biraz daha vakit geçirmek. Neyse biletlerimizi bir büfeden aldıktan sonra durağa geldik. Durakta iki kişi var dedik biz Brera’ya nasıl gideriz? Suratımıza garip garip bakıyolar, sanki Brera’yı ilk kez duymuşlar; ayol yürüyerek yarım saat. Dedik biz telaffuz edemiyoruz heralde barera, berera, berare herşeyi deniyoruz, yok! En son aklıma yazmak geldi. Aldığımız tepki aynen şu; heee Bereera. Hay bin balsemikoo! Hani Cem yılmazın meşhur balsemikosu vardır ya aynen o. Bilmeyenlere video aşağıda ?
Bize yardımcı olmaya çalışanlardan biri olan beyaz saç+bıyıklı değişik giyimli yaşlı amcanın birden koşup duraktan kaçması ise çok çok enteresandı ? Ne olduğunu hala anlamış değiliz, önce bir süre çantamızı ceplerimizi filan kontrol etmetik değil ama heralde amca Isola’nın delisiymiş ? Sonuçta ikisinden de yol tarifi alamadık ?Allahtan sonra normal 2 insan gördük de onlara sorup öğrendik.
Isola’dan Brera’ya nasıl gidilir? sorusunun cevabına gelince: Isola’dan 33 nolu tramvaya biniyorsunuz, Via Rosales durağında inip Corso Garibaldi’den yürüyüp Brera’ya ulaşıyorsunuz. Acık meşakkatli..
Milanoda nasıl ceza yedik? ?
Evet gelelim bizim için Milano’nun en sevimsiz anısına aslında bu bizim ilk İtalya seyahatimiz değil dolayısıyla tren-bilet-ceza olaylarından haberdarız. Biletsiz yakalanmanın bilet okutmamanın cezaları olduğunu biliyoruz. Ki bu bilinçle tramvaya binmeden önce biletlerimizi aldık. Ama hem nereye gideceğimizi bilememe hem turistliğin verdiği averelikle Isola’dan bindik ve Brera civarlarında indik. Bir süre sonra aklımıza geldi: “aaa biletlerimizi hiç bir yere okutmadık” dedik. Bu arada tramvay duraklarında bir turnive vs yok. Tramvayın içinde de açıkçası hiç gözümüze çarpmadı bir bilet okutma cihazı. Neyse Brera’da biraz turladıktan sonra artık merkeze dönelim dedik ve tekrar tramvaya bindik. Ama o kadar kısa sürdü ki binmemizle inmemiz bir oldu. O sırada da tramvayın kendimizin fotoğraflarını çekmekten yine hiç biletler aklımıza gelmedi veeee inişte bilet kontrol! Önce nasılsa biletlerimiz var diye düşündüm ama tabi okutmamıştık. Çoook sevimli (!) bir İtalyan kadın görevli elindeki cihazla baktı bilet okutulmamış. Cebinden ceza skalasını çıkardı bizim cezamız kişi başı 36 Euro yani toplam 72 Euro ? Evlat acısı gibi 72 Euro’yu duyunca Alp küçük bir çığlık attı diyebilirim? Bu arada bu 36 Euro en düşük ceza, liste uzuyor gidiyor. Sanırım biz biletimiz olduğu için en düşük cezayı ödedik. Baya dil döktük okututacak yeri görmediğimizi turist olduğumuzu vs ama çook sevimli görevli son derece katı bir şekilde “benim problemim değil Tourist Information’dan bilgi alsaydınız, benim işim bu kesicem cezayı” dedi. Daha sonra internetten okuduğum kadarıyla bazı görevliler insafına göre bir daha olmasın diye uyarıp gönderiyormuş ama diyorum ya bizim ki çok sevimliydi diye ? Cezayı eğer o an yanınızda nakit yoksa pasaportunuza yazdırabiliyorsunuz ya da kredi kartı ile ödeyebiliyorsunuz. Evet ceza yemek 72 Euro filan kötü ama en kötüsü biletimiz olduğu ve art niyetimiz olmadığı halde bu cezayı ödemek oldu. Tabi sonuçta bizim hatamızdı o ayrı.
Milanoya yakın kaçılabilecek yerler:
Milano’ya kadar gelmişken yakın bir yerlere kaçmak isterseniz 2 öneri:
Como Gölü
Milano’ya yakın kaçılabilecek en güzel noktalardan biri tabi ki Como Gölü. Konum olarak İtalya’nın İsviçre sınırına yakın olan gölün harika bir doğası var. Ayrıca George Coloney vb. dünyaca ünlü oyuncu ve sanatçıların göl kenarında bulunan villaları ile de ilgi topluyor.
Milano’dan Como Gölü’ne tren veya araç kiralayarak yaklaşık 1 saatte gidebilirsiniz.
Como Gölü etrafındaki yerleşim noktaları; Menaggio, Varenna ve Bellagio. Bunlar arasında küçük teknelerle ulaşım sağlayabilir ya da araç kiraladıysanız ulaşımınızı onunla sağlayabilirsiniz.
Gelmişken biraz da kalayım derseniz ve bizim yaptığımız gibi konaklama için Bellagio bölgesini tercih ederseniz 2016 yılında kaldığımız Casa San Giacomo tavsiye edebilirim.
Como Gölü bulunduğu doğa itibariyle yağmurları ile meşhur, yazın bile gitseniz buna hazırlıklı olmanızda fayda var. Biz Haziran ayında güzel bir yağmura yakalanmıştık misal.
Verona
Milano’ya yakın gezilebilecek noktalardan biri de Verona. Burayı ilginç kılan Shakespeare’in Romeo ve Juliet’inin Verona’da geçiyor olması. Casa di Giulietta – Juliet’in Evi oldukça turist çekiyor.
Verona’ya da yine tren ile (1 saat 45 dk) ya da araç kiralayarak ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekerse Milano’ya geliş sebebimiz İtalya Grand Prix – Monza yazısını da okumak isteyebilirsiniz.
Ayrıca instagramda paylaştığım tüm Milano fotoğraflarına #MaviBavulMilanoyuGeziyor etiketi ile ulaşabilirsiniz.